Tuna Boyları Dergisi

İletişim
Röportaj
30 Metrekarelik Atölyeyi Küresel Şirkete Dönüştüren Bilge. Ümmet Alaca
Ülkemizde kapı dünyasının önde gelen şirketi Tutkunlar Çelik Kapı’nın Yönetim Kurulu Başkanı Ümmet Alaca, 1987 yılında 30 metrekarelik bir atölyede başladığı yolculuğunu Tuna Boyları’na anlattı. Bugün alanında öncü olan Tutkunlar Çelik Kapı, 25 ülkeye ihracat gerçekleştiriyor. İş dünyasının içinde yoğrulan Ümmet Alaca, ülkemize gelerek konferans başına onbinlerce dolar alan ‘işletme ve pazarlama guruları’ndan daha çarpıcı fikirlere sahip.

Recep Bahar ve Fuat Hüdaverdi

Mehmet Turgut:  Ümmet Alaca’yı tanıyabilir miyiz? Nerede doğdunuz? Bugüne kadar hangi merhalelerden geçtiniz?
Ümmet Alaca: Bizim doğduğumuz yerle yaşadığımız hayatın aslında direkt olarak bir bağlantısı yok. Sadece yetişme tarzı, çevre şartları olarak var. O nu da şöyle açıklayabiliriz: Küçük çevrede yetişmenin vermiş olduğu disiplin, insan sevgisi, büyüklere saygı. Tabi bununla beraber işini sevme konusu öne çıkıyor.  Bunun avantajını kullandım.
Mehmet Turgut: Ümmet Alaca bey nerede hayata gözlerini açtı?
Ümmet Alaca: Ben 1962 yılında Kırklareli’nin bir köyünde doğdum. İlkokulu köyümde bitirdim. Ortaokulu kasabada tamamladım. Kasabanın o günkü dönemde ne olduğu bilinmeyen siyasi baskıları nedeniyle de ‘sağ – sol çatışmasının’ kabusunu üzerimizde hissettik. Biz dedik ki ‘biz daha kendi sağımızı, solumuzu bilmiyoruz, dolayısıyla ben sağcının ne demek, solcunun ne demek olduğunu bilmiyorum, bilmediğim bir şeyi desteklemem de mümkün değil ve karşı olmam mümkün değil.’ Dolayısıyla bizi bunlar değil, çalışmak kurtarır. Sonuçta biz ailemizden kalan bir tarlamız, mal servetimiz yoktu. Bizim servetimiz dürüstlük, insanı ve işini sevmek, insan ve büyüklere saygılı olmaktı. Bize bunlar yakıştığı için 1973 yılında buraya geldik. İş hayatına çırak olarak başladık. Tabii, çıraklıkla beraber de bunu desteklememiz gereken ne vardı, ilk önce gitmeye çalıştığımız okul vardı. O zaman biz bu okul işini de burada özel kurslarla kapatmamız gerekiyordu. Tabii, bu imkan meselesi… İlk sene bunu yapamadık ama ikinci sene yapmış olduğum fazla mesailerden kazanmış olduğum parayla kursa yazıldım. Elektronik merakım vardı. Elektronik kurslarına başladım. O zamanlar Gedikpaşa’da küçük küçük yerlerde akşam 3 – 4 saatlik akşam kursları vardı. Bir yıl okuduktan sonra onu bitirdik. Başladık bu defa uygulamalara… Uygulama yaparken de, para kazanmaya başladık. İki yerden biriktirdiğimiz paralarla da bu kez fotoğrafçılık ile görsel sanatlara ağırlık verdik. Yaklaşık bir buçuk yıl bunun kurslarına gittik ve amatör fotoğrafçılıkla beraber işi ticarete döktük ve iyi iş çıkarttık. Tabii, ticaret tarafı iyi gelmeye başladı, ama bir taraftan da elektroniği bırakmıyoruz. Fakat bizim mesleğimizi destekleyecek başka öğelere ihtiyaç var: mesela teknik resim.

Devamı Derginiz Tuna Boyları Rumeli'nin 66. sayfasında...

» Sadittin Tanseli Vakko Röportajı
» Balkanlarda Türklük Ruhunu Kazımaya Çalıştılar
» Türk Peynirine Kimlik Kazandıran Usta
» Türkiye'nin sınırı Bosna'dır, İşkodra'dır, Üsküp'tür.